• +90 530 818 62 76
  • Mansuroğlu Mah. 1593/1 Sokak, No:2 Lider Centrio A Blok Kat:4 Daire:39 Bayraklı / İZMİR

Myastenia Gravis (MG) Nedir?

Myasteni Gravis (MG), nöromüsküler bir hastalıktır ve kasların zayıflamasına neden olan otoimmün bir bozukluktur. Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin, vücudun kendi dokularını yabancı olarak algılaması ve saldırması sonucu ortaya çıkar. Myasteni Gravis'in temel nedeni, bağışıklık sisteminin, sinir iletimini sağlayan asetilkolin adı verilen bir nörotransmitterin reseptörlerine karşı saldırıda bulunmasıdır. Bu saldırı sonucunda, sinir uyarıları kaslara iletilmez ve kaslar yeterince kasılamaz. Bu da kaslarda zayıflık, yorgunluk ve güçsüzlük hissine neden olur.

Myasteni Gravis Belirtileri Nelerdir?

MG’nin belirtileri, hastalığın etkilendiği kaslara bağlı olarak değişebilir. En sık görülen belirtiler arasında yüz ve göz kaslarında zayıflık, çift görme, göz kapağının düşmesi (ptozis), konuşma ve yutma güçlüğü, kol ve bacaklarda zayıflık, yorgunluk ve nefes alma güçlüğü yer alır. Belirtiler genellikle aktiviteyle gün içinde kötüleşir ve dinlenmeyle geçici olarak iyileşebilir.

Myasteni Gravis Nedenleri Nelerdir?

MG’nin tam nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve bağışıklık sistemiyle ilgili sorunlar gibi faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.

Hastalık genellikle genç yetişkinlik döneminde (20-30’lu yaşlar) ve yaşlılık döneminde (60-70’li yaşlar) ortaya çıkar. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür.

Myasteni Gravis Nasıl Teşhis Edilir?

Teşhis süreci, semptomların ve hastanın tıbbi geçmişinin değerlendirilmesini içerir. Nörolojik muayene sırasında, kas gücü testleri kontrol edilir. Sinir iletim testleri (elektromiyografi), tek lif elektromiyografi, buz testi (göz kasları üzerine yapılan soğuk uygulama ile bu bölgedeki semptomların seyri gözlemlenir.) Ayrıca, kan testleri ile otoantikorların varlığı kontrol edilebilir.

Myasteni Gravis Nasıl Tedavi Edilir?

MG tedavisinde amaç, semptomların kontrol altına alınması, hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesidir. Tedavi genellikle ilaçlar, cerrahi müdahaleler veya diğer tedavi yöntemlerinin kombinasyonu şeklinde uygulanır.

  • Kolinesteraz İnhibitörleri:
    aseltikolinin parçalanmasını engelleyerek, hastalığın seyrinin yavaşlamasına, kas gücünün artmasına yardımcı olur.
  • İmmünsüpresif İlaçlar:
    Bu ilaçlar, vücudun bağışıklık sisteminin aşırı aktif olduğu durumlarda bağışıklık sisteminin aktivitesini baskılar. Bu sayede, otoimmün tepkilerin azalması ve kas zayıflığı semptomlarının kontrol altına alınması hedeflenir.
  • Cerrahi Tedavi:
    Timus bezi (bağışıklık sistemi ile ilişkili bir organdır), MG'nin bazı vakalarında sorumlu olabilir. Timoma adı verilen bir tümör varlığında, cerrahi olarak bezi çıkarmak (timektomi) semptomların kontrol altına alması için etkili bir tedavi yöntemidir. Timektomi, bazı hastalarda semptomların azalmasına ve ilaç kullanımının azaltılmasına yardımcı olabilir.
  • Plazma Değişimi (Plazmaferez):
    Bu tedavi yöntemi, hastanın kanındaki antikorları ve diğer zararlı maddeleri temizlemek için kullanılır. Plazmaferez, semptomların hızla kontrol altına alınması için akut alevlenmelerde veya acil durumlarda kullanılabilir.
  • İntravenöz İmmünglobulin (IVIG) tedavisi:
    IVIG, donörlerin kanından elde edilen antikorların yüksek dozda damar içi olarak verilmesiyle uygulanan bir tedavi yöntemidir. IVIG, bağışıklık sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur ve semptomların kontrol altına alınmasına katkıda bulunabilir.

MG tedavisi, her hasta için bireysel olarak planlanmalıdır ve tedaviye yanıt her hastada farklılık gösterebilir. Tedavi planı, semptomların şiddeti, hastanın yaşam kalitesi, yan etkiler ve diğer hastalık durumları göz önünde bulundurularak belirlenir. Tedavi süreci, düzenli takip ve değerlendirmelerle yönetilmelidir. MG tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.